4. sınıfın en güzel ve en önemli stajlarından biri olan Radyoloji‘nin staj yazısından herkese merhabalar. Bu stajı geçeli bir yıldan daha uzun bir süre olmuş. Aklımda kalan güzel anılı bu stajı anlatma vakti geldi.
Radyoloji, küçük stajlardan biri. Sadece 2 hafta sürüyor. Stajın ilk günü, gördüğümüz derslerden sonra yapmamız gereken ilk şey, bir anatomi atlasını alıp baştan sona karıştırmak olmalıydı. Çünkü anatomi dersleri yıllar önce alınmış ve bir tibbiyeli tabiriyle “Aklımızda sadece femur kalmış.“. Bütün anatomik yapıların yerleri, bakılan pozisyona göre konumları az çok bilinmeli ve bundan sonra ise ortada bir yanlışlık varsa bunu görmemiz gerekiyor Radyolojide.
Hele Girişimsel Radyoloji kısmı ayrı bir dünya. Anatomi derslerinde hiç öğrenemediğim bir yer vardı. Damarlar. Arter, ven fark etmiyor. Hiçbirini öğrenemiyordum. Birini bilsem ikincisi hiçbir şekilde aklıma gelmezdi. İki damarı üst üste sayana kadar akla karayı seçerdim. Bu staj sırasında kalbi çizdikten sonra giren çıkan damarları çizip, aort’dan başlayıp bütün arterleri, ve sağ atrium’a açılan venlerden başlayarak diğer tüm venleri hiçbir yere bakmadan çizebiliyor ve isimlendirilebiliyordum. Niye mi? Stajın en zor hocası sözlüde hep bunları soruyordu da ondan. 😄 O kadar bilgiden yine aklımda “aort” kalmış. 😃 Şaka şaka, detaylar dışında kalan damar yapılarını üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen biliyorum.
Radyoloji stajında işlenen dersler de pratik ders sayılabilir. Çünkü hocaların kullandığı slaytlarda çok çok az yazı bulunuyordu. Çoğunlukla resimlerden oluşan slaytları yorumlamak gerekiyordu. Bu yüzden çalışması güzel notlar vardı elimizde. Hem edinilen önceki bilgilerin radyolojik görüntülerindeki hallerini tanıyabilmek ayrı bir güzeldi.
Her bir günü ayrı ayrı güzel geçen, hocalarının ve asistanlarının yaklaşımları hoş olan iyi bir stajdı Radyoloji benim açımdan. Teorik sınavdan 4. sınıftaki en düşük notu almış olsam da, pratik sınavdan tama yakın bir not almıştım. Sözlü sınava gelirsek, orası efsanevi sözlü anılarımdan birini barındırıyor içinde. Anlatayım mı? 😃 Staj anıları yazı serimin ilk yazısında anlattım. Buradan okuyabilirsiniz. Yok ben okumam diyorsanız, benim sözlüm gayet rahat, kolay ve iyi geçti. Stajı da güzel bir notla vermiş oldum.
Radyoloji konusunda değinmem gereken birkaç nokta var. Buradaki doktorlar genelde hastanede görebileceğiniz kişiler değiller. Hastanede değiller demedim, gidip muayene olacağınız kişiler değiller manasında söyledim. Tomografinizi, MR’ınızı, Röntgen’inizi, Ultrason’unuzu teknisyenler çekerler. Radyologların işi çekilen bu görüntülerin yorumlanması ve tanıya yardımcı olmaktır. Tüm gün bu görüntüleri bilgisayarlarda yorumlarlar. Bütün bir vücuttan sorumludurlar. Pek az uzmanlık alanı bu kadar geniş işle uğraşır.
Ve bir dahiliye hocamızın “Bir hastanede Patoloji ve Radyoloji ne kadar iyiyse, o hastane o kadar iyidir.” sözü aklıma geliyor. Gerçekten de öyle. Daha kapsamlı hastalıklarda bu iki bölümün rolü gerçekten çok büyük. Var olsun Radyoloji.
Tıp daha çok keşifler üzerine gelişirken, bazı bölümler buluşlar üzerine gelişiyor. Buluşla gelişen bölümlerden ilk sırada sayılacak olanı kesinlikle Radyoloji. Bu bölümde kullanılan aletlerin geçmişleri çok eski değil. Daha Röntgen Işınları bulunalı 120 yıl olmuş. Birçok cihaz son 20 yılda bulundu ya da kullanıma girdi. Velhasıl Radyolojide kullanılan görüntüleme sistemleri geliştikçe Tıp daha iyiye gidecektir. Gidiyor da.
Radyoloji konusunda aklımda kalanlar bu kadar. Üzerinden bir yıldan daha fazla bir süre geçmiş olsa da, öğrendiğim bilgilerin eğitimime faydası ve güzel bir staj oluşu bende ayrı bir yer oluşturuyor bu bölüm için. Bir sonraki staj yazımda görüşmek üzere.
Sağlıkla dolu günler dilerim.
Doktor Bun | 31.01.2017 – Salı
Guzelll