Blogdan Gelenler #1: Birinci Sınıfım İyi Geçmedi

Doktor Bun‘dan herkese merhabalar. Bu açılışla yazılara başlamayı çok özlemişim. İki yıl kadar önce hep bu açılışla blogumdaki yazılara başlardım. Şu sıralar blogum kişiselliğini kaybettiği baya. Kişiselliği yeniden kazandıracak bir yol buldum. Blogdan Gelenler ile.

Mail kutumda blogdan gelenler adlı bir bölüm var. Blog üzerinden bana ulaşan ve çeşitli sorular soran kişiler için açtığım bir bölüm. İşte bu bölümde bana sorulan soruları biraz değiştirerek, daha kullanışlı hale getirerek yanıtlamaya çalışacağım.

Gönderilen soruların sahipleri hiçbir şekilde açıklanmayacak, soruları ise değiştirilmiş bir halde sorulacak bu kategoride. Gizliliğe dikkat etmek, bir Doktorun en önemli becerilerinden biri olmalı çünkü.

Sadece bloguma gelen mailler değil, instagram ve facebook gibi sosyal ağlar üzerinden gelen soruları da bu yazılar içerisinde görebileceksiniz. Sorulara verdiğim yanıtlardan da göreceğiniz üzere, biraz kişiselleşmiş ve deneyimlerimden paylaşmış olacağım burada. Hadi öyleyse ilk yazımızın konusuna geçelim.

blogdan-gelenler-tip-fakultesi-birinci-sinif-iyi-gecmedi.jpg

Soru: 

Merhabalar öncelikle. Ben dönem 2 öğrencisiyim. Birinci sınıfı bütünleme sınavı ile geçebildim ve bu durum hiç içime sinmedi. Aslında sene boyunca derslere katılmaya çalıştım ama liseden sonra tam adapte olamadım yeni okuluma.

Bu yüzden dersleri verimli geçiremediğimi ve dinleyemediğimi düşünüyorum. Ama bu yıl hatamın farkındayım. Yine de kendimi bu konuda rahatsız hissediyorum. İleride göreceğim stajlarda ve TUS‘a hazırlanırken ya da mesleğe başlarken bir sorun olur mu?

Teorik dersler beni baya sıkıyor ve tam bir çalışma sistemini halen oturtamadım. Gelecek için sizce bu durum çok sorun oluşturur mu?

Blogum üzerinden bana sorulan en eski soru bu sanırım. Blogumu kurduktan 5 ay sonra sorulmuş. Neredeyse iki yıl önce. Bu tarzda birçok mail aldım.

Bu soruya vereceğim yanıt ile aslında birçok kişiye faydalı olacağımı görüyorum. İki yıl önce verdiğim cevabı biraz değiştirerek ve geliştirerek paylaşayım sizlerle.

Cevap: 

Direk konunun ortasından cevap vereyim size. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama üst dönemleriniz çoğu şeyin özellikle 4.sınıftan itibaren başladığından bahsetmiştir sizlere.

Sizin alacağınız eğitimin teorik kısmı, tamamıyla sizi kliniğe (stajlara)  hazırlama üzerine kurgulanmıştır. Teorik eğitim ne kadar iyi geçerse klinik eğitiminiz o kadar güzel ve rahat oluyor. Eğer iyi geçmezse klinik eğitiminiz yine güzel oluyor ama daha zor geçeceği de aşikar.

Klinik eğitimi almanızla birlikte fark edeceğiniz şeyler var. Size anlatılan şeylerin aslında sürekli tekrar edildiği. Aynı şeyi Pediatride, Dahiliyede ve diğer bölümlerde tekrar edeceklerdir. Diyabeti ve böbrek yetmezliğini hem Dahiliyede hem de Pediatride göreceksiniz.

Anatomiyi, Radyoloji ve Ortopedide tekrar edecekler örneğin. Hatta her stajın giriş kısmında size Anatomi anlatılacak. Eksik olsanız bile, zamanı geldiğinde bu konuları tekrar işlerken zorlanacağınızdan dolayı, ister istemez eksiklerinizi kapatmak zorunda kalacaksınız.

Bunun yanında bir miktarda sizin ilgi ve alakanız olursa, eksik olduğunuzu düşündüğünüz yerleri çok daha fazlasıyla öğrenebileceksiniz. Yani demem o ki teorik eğitiminiz çok önemli. Ama eksik olan bilgiler toparlanamaz değil.

Bu yüzden hayıflanmaya hiç gerek yok. Önemli olan, bugünden sonranızı iyi geçirmeniz ve ileriki dönemlerde eksik olduğunu düşündüğünüz konuları kapatma fırsatı geldiğinde o şansları iyi değerlendirmeniz.

Terorik eğitimin sıkıcılığı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Tıp eğitiminin, üzerine kurgulanması gereken temel taşı teorik eğitim olduğundan dolayı, zevkli olması yerine öğrenilmesi gerekiyor oluşu üzerinde daha fazla durmanızı tavsiye ederim.

Çalışma Sistemi İçin Önerim: 

Çalışma sisteminiz içinse kendimce denediğim ve başarılı olduğum şu yöntemi sunabilirim. Çevrenizdeki Tıp Fakültesi okuyan arkadaşlarınızla, çalışma sistemleri için görüşmeler yapın. En az 5 kişi olsun mesela.

Daha fazlası olursa çok daha iyi olur. Bazıları üst dönemleriniz olsun. Sonra bu çalışma sistemlerini harmanlayın ve kendi yapınıza göre bir şekil verin. Ortaya genel ama size uygun bir çalışma yöntemi çıkacaktır.

Sonra bunu kararlılıkla komitelerinizde çalışma yönteminiz olarak uygulayın. Birkaç ay içinde kendinize ait başarılı bir yöntem bulmuş olacağınızı fark edeceksiniz. Yani umarım öyle olur. Bende öyle oldu en azından.

 #  Yukarıda okuduklarınız, bana sorulan soruya verdiğim yanıtın kısa hali. Gelen maillere bu şekilde kapsamlı yanıtlar vermeye çalışıyorum elimden geldiğince. Tıp Fakültesi öğrencileri arasında buna benzer hissiyatı olan öğrenciler olduğunu biliyorum.

Stajyer Doktor olduğumda aynı korkuyu ve eksikliği hissetmiştim ama daha fazla çabalayarak üstesinden gelebildim. Blogdan Gelenler serisinde buna benzer birçok konu olacak.

Bazıları Tıp okumak isteyen öğrenciler için, bazıları Tıp okuyan öğrenciler için olacak. Belki de çok daha fazlası. Sizler de aklınıza takılan soruları bana iletişim bölümünde sorabilirsiniz. Becerebildiğim kadarıyla yanıtlamaya çalışacağım.

Sağlıkla dolu günler dilerim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir